Beni oldurmeye
Zamanlı zamansız, ama hep ansız, dilimi ve zihnimi yokluyor bir dizi söz. Ve ardında yardımcısı bir melodi . Gayri ihtiyari tekrarlıyorum. Ve aniden susuyorum.
‘' Sabah olmaz buralarda, akşam kederli. Beni öldürmeye aşkını gönder sevgili’’
Bir yakarış , bir kurtuluş muştusu gibi. Sevgiliden son istek ve ona hediye edilmek istenen son şey.
İstek ; ‘’Aşkını bana gönder sevgili ‘’, Peki neden ?
Cevap ; ‘’Beni (aşığı) öldürmesi için’’
Hediye; Aşığın canı zavallı acı çeken kalbi
Bir aşık neden böyle istesin ki? Cevap oldukça basit. ’’Sabah olmaz buralarda akşam kederli’’ yani şu söylenmektedir sevgiliye : Artık ne sabah oluyor gecelerin ardından ne de akşam o şuh havasıyla şehri sarıyor. Ne sabahın cıvıltılı kuş sesleri kaldı sokaklarda ne akşamın o güzel gün batımları.Böylelikle tek bir çare kalır sevenin kalbine, aşkın aşk elinde can vermesi. Zavallı, bir imtihanın tam ortasındadır. Bir taraf aşk bir taraf acı. Kıldan ince kıldan keskin bir yol olmuştur aşk sevdalı için. İşte canını aşkı alsın ister aşık. Tüm gayreti bunun içindir.
Nereden bakarsak bakalım, ne şekilde ele alırsak alalım bu şuur üstü bir olay yani Aşk. Pervanenin ateşe aşkıda, Mevlana’yı deli divane edip semaya durduranda, Hz. Yakub’un gözlerinden damla damla düşende. Peki Mecnunu çöllere düşüren Ferhat’a dağ deldiren aynı aşkın tecellisi değil mi ? Aşk o ki bizi hiç yalnız bırakmayacak.
Yine başladı işte yine...
‘’Sabah olmaz buralarda akşam kederli. Beni öldürmeye aşkını gönder sevgili‘’
( Mus’ab ATICI )